Bölgemizde tahsis edilen arsalar üzerine yapılacak iş yeri inşaatlarının finansmanı için, Ziraat Bankası ile Halkbankası’nın kredi kullandırımı ve Kredi Garanti Fonu’nun kefaletiyle; Katılımcılarımıza kredi verilmesine ilişkin Protokoller 1 Nisan 2014 Salı günü imzalandı. Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı Tamer Aksel, Ziraat Bankası İç Anadolu I. Bölge Koordinatörü Emin Çubıkçı ve Kredi Garanti Fonu Ürün Geliştirme Müdürü Canan Çakar’ın bulunduğu toplantıda konuşan Başkan Türk;
Türkiye’de çok az örneği olan bir OSB olduklarını belirterek;
“Bankalarla rahat ilişkiler kuruyoruz. Çok az örneği bulunan bir OSB’ye sahibiz. Bu da bize bir ayrıcalık kazandırıyor. Finansal konularda rahat iletişimler içerisindeyiz” dedi. Müştereklik ruhunun taşınması gerekliliğine değinen Türk; “Kredi Garanti Fonu, Ziraat Bankası ve Halkbank ile bir protokole imza attık. Banka-firma iş birliği gereklidir” diye konuştu.
Kredilendirilme sisteminin sanayiciler tarafından belirlenmesinin daha doğru olacağı konusuna değinen Türk; “Ankarada ki sanayiciler destek beklemektedir. Ankara sanayisi küçük çapta sanayiden oluşmaktadır. Büyük çaplı sanayiler zaten bilinmektedir. Sanayilerin birçok kaynağa ihtiyacı vardır. Bizlerinde bu sorunların üstesinden gelmesi haktır. Sanayiciler dışarıdan göründüğü gibi sınırsız sermayeye sahip kişiler değildir. Kredi Garanti Fonu’nun Ziraat Bankası ve Halkbank’la imzaladığı bir protokol mevcuttur. Böylece OSB’yi ve sanayiciyi ihtiyacı doğrultusunda güvenceye almış bulunmaktayız” diye ifade etti.
SANAYİCİNİN NAKİT SIKINTISI SÜREKLİ BİR PROBLEMDİR
Konuşmasında sanayicinin nakit sorununa da değinen Türk;
“Her ne kadar görsel açıdan gelişmiş olsakta sanayici maddi anlamda hep bir sıkıntı içerisindedir. Çalışan işçi, ana madde kaynakları ve ekonomik piyasada döngüsü sanayiciyi maddi anlamda zor duruma sokuyor. Sanayici olmak göründüğü gibi kolay değildir. Modern dünyanın gereksinimi olan maddi desteği, her ticari kuruluş bankalar ile işbirliği içerisinde çözmeye çalışmaktadır” dedi. Yönetim ve işleyiş biçimi olarak Türkiye’de farklı bir OSB imajına sahip olduklarını belirten Türk;
“Birbirinden çok farklı yönetilen OSB’ler de var. Biz arazimizi, tapumuzu aldık sınırımızı çizdik. Önce sınırımızı çizip sonra kamulaştıralım demedik. Doğrusu ne ise sıra ile gerçekleştirdik. Kooperatif usulü bir yönetime sahibiz. İki senede bir seçim yapıyoruz ve yönetim biçimi açısından örnek bir OSB olduğumuzu düşünüyorum. Yabancı yatırımcılar ve ziyaretçiler tarafından yönetimsel temelimiz dikkat çekmektedir”dedi.
İşbirliği ve yardımlaşmayla büyüdüklerini ifade eden Türk;
“Bir kaynak tanımımız yok. Bu konuda zorluk yaşıyoruz. İmece usulü ile kendi kaynağımızın tamamını oluşturuyoruz. Bugün geldiğimiz noktada alan olarak Türkiye’nin 8. büyük, Ankara’nın ise en büyük OSB’siyiz. Gelişmemiz oldukça hızlı bir biçimde devam ediyor. Sanayi Bakanlığı’ndan kredi alınca biz parasal manada biraz rahatladık. Akabinde sosyal yatırımlara hız vermeye başladık. Arıtma tesis yaptık, cami inşasına başladık, ardından 2 bin derslikli Gazi Üniversitesi’yle inşaat ihalesi yaptık, yurt inşaatıyla devam ettik. Yani sanayi dışında olaylara da yoğunlaştık. Eğitim faaliyetleri arttı. Üniversitelerle ilişkimiz kolaylaştı. KOSGEB buraya geldi. Bunların hepsinin varlığının ana sebebi sanayicidir. Sanayicinin olmadığı alan hiçbir mana ifade etmez. Bizler altyapımız olduğu sürece gerekli ise barakada da yaşayabiliriz. Başkent OSB yapmış olduğu sosyal yatırımlar aracılığıyla daha çok duyulmuştur.” dedi.
OLAYI TİCARİ GÖZLE DEĞİL, ORTAKLIK GÖZÜYLE DEĞERLENDİRİYORUZ
Bankalarla olan ilişkilerine de değinen Başkan Türk;
“ Biz hem Ziraat Bankası’na, hem Halk Bankası’na kısmen üzerlerinde taşıdıkları kamu görevlerinden dolayı değer verdik. Örneğin; Ziraat Bankası da bizim zihniyetimizde, bizim gibi gelişme göstererek büyüdü. Olayı ticari gözle değil, ortaklık gözüyle değerlendiriyoruz. Birbirimize ihtiyacımız var” diye ifade etti.